Trabzon'da Yayla Kültürü ve Yayla Evleri

Çaykara'da yayla evleri
Dağlarla çevrili bölge, dört mevsim ılıman ve çok
yağışlı bir iklime sahiptir. Yaylalar bu yüksek dağ dizilerinin
eteklerinde kurulmuşlardır. Dağlar üzerinde, değişik çiçekler, ağaçlarla
süslü ormanlar arasında obalar, yaylalar mevecuttur. Bu yaylalar arasında
Erikbeli, Derinoba, Karadağ, Sultan Murat yaylaları ünlüdür.
Bölgedeki köyler, dağlardan denize doğru inen akarsuların vadileri
üzerinde kurulmuşlardır. Köylerde bulundukları coğrafi mevkiye göre
çay, fındık, mısır tarımı ve hayvancılık yapılır. Kış ayları,
köylerde dinlenilerek mevsimlik işler ve el sanatlarıyaparak geçirilir.
İlkbahar gelince mart ve nisan aylarında tarlalar bellenir, Mayısta
ekinler ekilir. Mezrası olan aileler buradaki evlerine göç ederek bir
ay kadar otururlar. Özellikle sürüler mezraya göçürülür. Haziran
başından Eylül sonlarına kadar yaylaya göç edilir. Yayla dönüşü
1-2 ay yine mezrada (güzlekte) oturulur. Kar yağıp havalar iyice soğuyınca
köye inilir.
Yaylalar kışın tamamen ıssızdır. İlkbaharda karlar erimeye başlayınca
erkekler yaylaya gidip evlerini kontrol ederler. Evierin kardan, rüzğardan
bozulan, kırılan yerlerini, tamir ederler, çayırların çapalarını
(çitlerini) düzeltirler. Köylerde de yayla hazırlıklarına başlanır.
Yaylaya götürülecek eşyalar satın alınır. İneklerin çırnakları
(çanları) elden geçirilir, puruncaları (ineklere takılan püsküllü
boncuklu başlık) dikilip boyatılır. Göç günü, köylülerce
ortaklaşa belirlenir. Çünkü yaylanın taze otları birlikte otlatılacaktır.
Genellikle ekinler ekilmişse ve havalar uygunsa, haziranın ilk haftasında
yaylaya göç edilir.
Evden önce besmele ile evin büyüğü veya ananın ilki olan erkek çocuk
çıkar. Yükler katır ve eşeklere yüklenir, büyükler de sırtlarına
denkler ve sepetlerle bazı eşyaları alırlar. Bütün göçler köyün
çıkışında birleşerek yola girilir.
Yaylaya gideceğim
Yollara kona kona
Gelir bulursun beni
Evimi sora sora
Göç sırasında çalgıcılar yaylacılara eşlik eder. Dinlenmeler sırasında
kemençe, davul, zurna, eşliğinde horon tepilir, türküler söylenir;
yaylası uzak köyler belirli obalarda veya mezralarda konaklar. Bu sırada
geceleri yine eğlenceler düzenlenir. Trabzon Şalpazarı'nda hala birçok
köy, yaylalara böyle topluca, büyük şenliklerle göçmektedir.
Yaylalar yemyeşil, türlü çiçeklerle bezeli, kelebekierin uçuştuğu
çayırlara, cana cankatan soğuk sulara, türlü ağaçlar, meşeler,
çamlarla donanmış ormanlara sahiptir. Ormanlarda otlaklarda kuş
sesleri, çan sesleri, köyun kuzu meleyişleri insanı gerçcekten
etkiler. Günün her saati yayla bir başka tarif edilmez güzelliktedir.
Bölge halkı yüzlerce türkü ile bu güzellikleri ifadeye çalışmiştir.
Yayla; ormanı, otlağı ve yerleşim alanı (obayı) içine alan bir bütündür.
Yayla hayatı belli işleri yapmayı gerektirir. Kadınlar ev işlerini,
hayvanlara ot temini ve ineklerin bakımını yaparlar. Erkekler, kışlık
odun ve orman işlerinde çalışırlar. çocuklar yaşlarına göre çoğunlukla
otlayan inekleri beklerler. Yaylada arpa, çavdar ekimi, patates dikimi,
bazı sebzelerin (lahana, soğan) tarımı da yapılır. İneklerden sağılan
sütlerden peynir, yağ, çökelek elde edilir. Bazı aileler arı
kovanlarını, tavuklarını da yaylaya getirirler. Fide edilen ürünlerin
bir kısmı satılır, bir kısmı tüketilir, bir kısmı da kışa
saklanır. Bu tür ekonomik faaliyetlerin yanı sıra kış için ot ve
yakacak odun da hazırlanır.
Bölgenin engebeli yüzey şekilleri, yağışlı iklimi yayla hayatını
olumsuz yönde etkiler. 1905 tarihli Trabzon Vilayeti Salnamesi'nin
yayla bölümünde bu husus şöyle anlatılıyor:
"Yaz mevsiminde sahil ahalisinin göçtükleri yaylalar birbiri ardına
sıralanır.. İnsan herhangi bir tarafa gözunu gezdirmiş olsa böyle
arızalı yerler görür ve bu yerde yaşayan halkın ne kadar çevik ve
atik adamlar olmak lazım geleceğini anlar... Bazı defa kesif duman yığınlarından
bir dakika önce gözümüzün önünde bulunan tabiat güzellikierinden
bir şey göremez olursunuz..."
Coğrafyanın bu şartlarına rağmen yayla; serin havası, soğuk suları,
yeşil çimenleri ile her zaman sevilmiştir.

Kadıralak Yaylası
Trabzon'da yayla evleri küçük ebatlı olup birkaç
ana mekandan teşekkül ettirilmiştir.
Köy evlerinin küçük bir modeli şeklinde tasarlanmışlardır. Yapı
malzemesi ahşap ve taştır. Örtüde, iç kısımlarda kalan ve ormanı
az olan yaylalarda toprak, diğer kısımlarda ahşap (hartama-bedevra)
kullanılır. Son yıllarda orman varlığının tükenmesi sonucu ahşap
malzeme yerini biriket, tuğla ve saca bırakmıştır.
Yayla evleri, köy evleri gibi iki katlıdır. Zemin katın yarısına
ahır yerleştirilmiştir ve duvarları taştır. I. kat tamamen yaşama
alanı olarak değerlendirilmiştir. Trabzon'un doğusunda ve batısındaki
yayla evlerinin bölümlerinde farklılık görülür.
Akçaabat, Vakfıkebir ve Tonya yaylalarında evin aşhanasına iki
yandan iki kapı açılır. Bu kısmın zemini toprak olup ortasında
ocak bulunur. Ocak yanında ihtiyarların yatmasına yarayan sedir-peyke
yer alır. Aşhanada yemek pişirilir, iş yapılır ve oturulur. Aşhananın
bir köşesinde kap kacak koyulan bir dolap, raf ve suluk bulunur. Aşhanadan
bir kapı kapak ile ahıra inilir. Aşhana ile kiler arasında ahşap
bir seki olan tahta üstü bulunur. Kilerde gençler, gelinler kalır, süt,
peynir burada saklanır.
Trabzon'un doğusundaki yayla evlerinde, evlerin girişinde otana olarak
adlandırılan bir bölme bulunmaktadır. Buradan aşhana veya göçevine
girilmektedir. Aşhananın veya göçevinden doğrudan kilere , odaya geçilmektedir.
Aşhananın bir kısmı tahta döşeli, bir kismi topraktır. Yine ocak
ve suluk bulunmakta, aşhanaya açılan bölme sayısı bazen ikiye çıkmaktadır.
Bu odalara süt ve peynir koyulmaktadır.
Her yayla evinin belirli, çevrili bir çayırı vardır. Bu çayırın
ev eyakın olan bir yerinde küçük bir bahçe yapılır. Burada
lahana, soğan gibi sebzeler üretilir. Koyun sürüsü olan evlerin ağılı
da evin yakınlarında kurulur. İnekler ve koyunlar obanın dışında
yaylımlarda otlarlar.
Yaylalarda halkın ihtiyaçlarını karşılayabileceği birkaç dükkan
kahvehane, fırm, han, cami gibi yapılar bulunur. Büyük obalarda cuma
günleri pazarlar kurulur. Çevre obalardan gelen halk burada alış
veriş yaparlar, buna yayla haftası denir.
Yaylada birlikte yapılan işlerin başında ot biçimi gelir. Köydeki
tarla işleri bitince, bütün yetişkinler, gençler-gelinler yaylaya
çayırları kesmeye çıkarlar. Güzel hava olunca hemen otları kesip
kaldırmak gerekir. Ot biçimi sırasında obaların nüfusu artar. Gündüzleri
ot biçen gençler geceleri sabaha kadar eğlenir.
Yaylalarda büyük şenlikier, toplantılar "dernekler", ha
la, sürdürülmektedir. Bu dernekierin ilk kuruluş tarihieri yüzyıllarca
eskiye gitmekte ve efsaneleşmiş bulunrnaktadır. Günümüzde daha çok
eğlence şeklinde yaşatılan bu yayla dernekierinden bazılarına kısaca
değinmek istiyorum.
1-Kadırga-Otçular Haftası: Akçaabat-Tonya-Maçka-Torul ilçelerinin
sınırlarında Kadırga denilen eğimli mevkide düzenlenir. Derneğin
kurulduğu çarşı, 'dükkanların' yakınında büyük bir namazgah
bulunur. Mayıs ayından itibaren Kadırga'nın dükkanları açılır.

Maçka Dağlarında Bahar
Kadırga'da büyük şenlik ve eğlence Temmuzun üçüncü
cumasında düzenlenir. Her köyden ve obadan eğlenceye katılmak üzere
büyük gruplar yola çıkar. Geleneksel kıyafetleri içerisinde kemençe,
davul, zurna eşliğinde horon teperek, türkü söyleyerek gidlir. Bu
gruplarda önde erkekler, arkada kadınlar yer alır. Yürüyüş ve
oyunları atlı veya yaya yöneticiler idare eder. Kadırga düzlüğüne
topluluklar horon oynaya oynaya gireler ve belirli alanlarda oyunlarına
devam ederler. Böylece çok sayıda horon halkaları oluşur. Daha
sonra yemekler yenilir, içilr. Akşam üstü alış veriş yapılır.
Yine çala söyleye obalara ve köylere dönülür.
2- Hıdırnebi-Karadağ Derneği: Akçaabat'ın Hıdırnebi Dağı'nda
yapılır. Eski takvimle her yıl orak ayının yedisinde (20 Temmuz'da)
kutlanır. Akçaabat, Tonya ve Vakfıkebir'in civar obaları tarafından
kurulur. Hıdır-Hızırnebi eski bir yatır olmalıdır. Buradaki
dernekte de tıpkı Kadırga gibi topluca eğlenilmekte, yiyilip, içilmektedir.
3- Sis Dağı Derneği: Vakfıkebir'in, Şalpazarı köylerince Sis obasında
her yıl Temmuz sonu Ağustos başlarında kurulur. Sis Dağı şenliklerine
Beşikdüzü, Şalpazarı, Eynesil, Görele ve Tonya obalarından çok
sayıda ziyaretçi katılır.
Ah Sis Dağı Sis Dağı
Eritmedin Karı
Bu yıl da böyle gitsin
Yüreğimin efkarı
4- Yayla Ortası Derneği: Çaykara'nın Sultanmurat Yaylasında 20
Temmuz'da yapılır. Şenliklere Of ve Sürmeneliler de katılır. Günümüzde
bu derneklerden başka Honefter, Karaptal, İzmis (Sivri Tepesi) gibi
derneklerde yapılmaktadır.
Çaykara'da Sultanmurat yaylasında her yıl 23 Haziran'da I. Dünya
Savaşı şehitleri halkın da katıldığı bir törenle anılmaktadır.