TRABZON EL SANATLARI
---- TRABZON ELSANATLARI
Trabzon ve çevresinde geleneksel el sanatı olarak, taş ve ahşap
işçiliği, dokumacılık, hasır bilezik yapımı, bakırcılık,
bıçakçılık, yorgancılık gibi sanatlar eski ihtişamıyla
olmasa da sürmektedir.
Trabzon Bakırcılığı:
Bölgedeki
zengin bakır yataklarından elde edilen bakır, Doğu Karadeniz
Bölgesi'nin en önemli ticaret ve kültür şehri olan Trabzon
atölyelerinde işlenmiştir. Trabzon'daki atölyeler, ortaçağdan
beri geleneksel olarak bakır, bronz ve pirinçten mutfak kaplarıyla
çeşitli eşya yapımına devam etmekteydi. Atölyelerdeki bakır,
bronz ve pirinç üretimi, Trabzon'un en büyük sanayi kolunu
o1uşturmaktaydı. Osmanlı Sultanı II. Bayezid döneminde yapılan
Topkapı Sarayı envanter listelerinin de gösterdiği gibi,
Trabzon atölyelerinde büyük bir beceriyle üretilen kaplar,
Osmanlı sarayında kullanılacak kadar değerliydi.
Büyük
bir beceriyle bakır, bronz ve pirinçten yapılan mutfak kaplarıyla
çeşitli eşya, Karadeniz, Doğu Anadolu ve Kuzeybatı İran bölgesinde
kullanım alanı bulmuştur. Ayrıca Trabzon'un önemli bir
liman şehri olması, üretilen bakır eşyanın denizyoluyla
Karadeniz'deki diğer şehirlere de ihracını kolaylaştırmıştır.
Nitekim Osmanlı arşiv belgelerinden öğrendiğimize göre, Trabzon'daki atölyelerde yaptırılan çok sayıdaki barut ve güherçile
kazanları, Anadolu'da başka şehirlere gönderilmekteydi.
Trabzon'daki
atölyeler, bakırcılık sanatını günümüze kadar canlı
bir şekilde devam ettirmişlerdir. Bakırcı, kazancı ve
kalaycıların halk türkülerine konu olması, bu zanaat dalının
sosyal hayatta oynamış olduğu önemli rolü açıkça göstermektedir.
Bölgeye özgü karakteristik formlara sahip olan üstten saplı
ocak kazanları, bakraçlar, ibrikler, güğümler, süt tasları,
hoşaf tasları, hamur leğenleri, kapaklı hamsi tavaları, maşrapalar,
kapaklı sahanlar, tencereler ve mangallar, Trabzon atölyelerinin
ününü yansıtmaktadır.
Üretilen
bu eşyalar, hem Anadolu hem de lstanbul'da yaygın olarak
kullanılmaktaydı. Günümüzde bile, Trabzon atölyelerinde üretilen
bakır kapkacak, Doğu Karadeniz Bölgesi ile, lstanbul ve
Adapazarı-Bolu yöresinde en çok aranılan mutfak kapları
olarak büyük bir ihtiyacı karşılamaktadır.
Taş işçiliği:
Mimari süslemenin yanı sıra, artık
çok kısıtlı da olsa, büyük değirmen taşları,el değirmenleri
ve "pileki" taşları üretilmektedir. El değirmenleri
buğday ve mısır yarması öğütmekte halen kullanılmaktadır.
"Pileki" ise, eski evlerde üzerinde ateş yanan ve
yanan ateşin ısıtmasıyla oluşan ısı ileekmek pişirmeye
yarayan yuvarlak şekilli taş bir teknedir.
Ahşap
işçiliği:
Yapı malzemesi olarak, çevrenin
ormanlık olması dolayısıyla ahşap çok kullanılmıştır.
Köy ve yayla mimarisinde ahşap hala vazgeçilmez malzemedir.
100-150 yıl dayanması sebebiyle yörede "ehil ağaç"
denilen ve özellikle çatılarda kullanılan kestane ağacı en
önemli yapı malzemesidir. Aynca çeşitli ev ve mutfak eşyaları
da ahşaptan üretilmiştir. iskemle, dolap, tekne, külek (yağ
koymak için), yayık, kaşık, kepçe ve su kapları gibi eşyaların
üretimi, azalarak da olsa günümüzde sürmektedir.
Dokumacılık:
Bakırcılık
gibi, bölgenin en eski el sanatlarındandır. Tarihi belgelerde
"Padişahın donu ile gömleği ve ipekli kumaşlar Trabzon
dokumasından tedarik edilirdi" şeklinde kayıtlarla karşımıza
cıkan ve "Trabzon bezi" olarak bütün Osmanlı
vilayetlerinde ün yapan Trabzon dokumalarının üretimi, kırsal
kesimdeki talebin varlığının yanı sıra turistik talebin
oluşması sebebiyle de hala sürmektedir.
Bugün
tüm Anadolu'da olduğu gibi, Trabzon'da da el dokumacılığında
bir gerilemenin söz konusu olmasına rağmen, peştemal vb. eşyanın
halkın günlük yaşamındaki önemli yerini koruması bu
geleneksel sanatımızı yaşatmaktadır. Trabzon dokumacılığı
ile ilgili araştırmalarda "keten kenevir" denilen
dokuma aslında "kendir" dir. El tezgahlarında, el eğirmesi
yöntemiyle elde edilen bu kendir ipliği ile yapılan
dokumalar, yerini zamanla pamuğa bırakmıştır. Iğdır,
Erzincan ve Çukurova'dan sağlanan pamuk ipliğiyle Trabzon'dan
başka Maçka, Çarşıbaşı, Beşikdüzü ve Şalpazarı gibi
yerlerde başta peştemal olmak üzere, perde, gömleklik, şal,
başörtüsü, kuşak vb. dokumalar üretilmektedir. Karadenizli
kadının simgesi olan peştemal, Dolay Peştemal (bele dolanan)
ve Baş Peştemalı olarak iki ana gruba ayrılır. Renk, büyüklük
ve dokuma tekniğine göre de değişik isimler alırlar.
(Makaslı, ikat, çeşan vb.)
Kuyumculuk:
Bu
el sanatında birçok ürünün yapılmasının yanı sıra, Trabzon'a özgü olan "hasır bilezik" yapımı çok
yaygındır. Gerek altın ve gerekse gümüşten hasır bilezik
ve kolye yapılmakta ve yurdun hemen her yerine gönderilmektedir.
Hasır bilezik, 31-32 mikron inceliğindeki altın ya da gümüş
tellerin ilmek ilmek örülmesiyle yapılmaktadır. Tamamen el
emeği, göz nuru olan bu sanatı, kuyumcuların verdiği
telleri evlerinde ören Trabzonlu genç kızlar ve kadınlar yaşatmaktadır.
Kuyumculukta ayrıca, "telkari" tekniğiyle çeşitli
süs eşyası üretilmektedir. (Takunya süslemesi, resim çerçevesi,
çay kaşığı vb.)
Örme gümüş ve altın
"tespih püskülleri" de Trabzon kuyumculuğunun özgün
örnekleridir.
Bıçakçılık:
Sürmene'de,
bir zamanların o ünlü Sürmene bıçakların yapımı artık
tarihe karışmış gibidir. Ancak sipariş üzerine, birkaç
eski usta tarafından yapılmaktadır. Daha çok mutfak bıçakları
ve çay kesme makasları üretilmektedir. Sürmene bıçakçılığı
değişen sosyoekonomik yapıya ayak uydurarak yaşamını sürdürmektedir.
|
TRABZON
EL SANATLARI
TELKARİ
Telkari'ye
aynı zamanda 'vav işi' de denilmektedir. Bu isim, Osmanlıca
vav harfinin, uygulamada motif olarak sıkça kullanılmasından
dolayı verilmiştir. Ayrıca bu sanata çift işi
diyenler de vardır. Bu ismin kaynağı ise, işin yapımı
sırasında parçaların teker teker biraraya
getirilmesinde kullanılan, cımbıza benzer, ancak ucu
daha ince olan ve 'çiff ' olarak isimlendirilen alettir.
Bu iki isim de genellikle sanatkarlar, arasında kullanılır.

Bir
çok geleneksel sanatımızda olduğu gibi, telkaride de
sanatkar işinde kullanacağı her türlü malzemeyi
kendisi yapmak zorundadır. Yani, usta telkaride kullanacağı
telleri kendi atölyesinde hammaddeden elde etmektedir. Öyle
ise biz de, bu sanat dalımızı anlatmaya, kullanılacak
telin yapımıyla başlayabiliriz.
Ocakta pota içerisinde eritilen maden (bu işte en çok
kullanılan maden gümüştür, bazen altın ve başka
madenler de kullanılır) çubuk haline getirilmek için
kalıba dökülür. Yapılacak işin şekline göre çubuk
döküm, üzerinde genişten dara doğru delikleri olan çelikten
yapılmış haddeden geçirilir.

Çalışmaya
önce muntaç yapımıyla, yani ana iskelet kurularak başlanır.
Muntaçın tel kalınlığı motiflerin tel kalınlığının
iki katıdır. Muntaçdan soma ara boşluklar teker teker
büyük bir titizlik ve sabır ile doldurulur. Bütün bu
çalışmalar, ceviz ağacından kesilmiş düz yüzeyli
bir levha üzerinde yapılır. Bu ceviz levha, üst yüzü
yakılarak yağı alındıktan soma, ağır demir levhalar
altında iki-üç gün bekletilerek kullanılacak hale
getirilir. Son zamanlarda, ceviz levha yerine iletken özellikleri
zayıf, yanmaz amyant levhalar da kullanılmaktadır
TRABZON
ELSNATLARI
BAKIR
İŞLETMECİLİĞİ -2-
Bakır işletmeciliği genellikle mutfak eşyaları
yapımında kullanılır. Düz saç halinde alınan
bakır elde ekme- sıvazlama- yayma vs. gibi
verilecek şekle göre bazı bakır dövüldükçe
sertleştiğinden odun kömürü yakılan ocaklarda
tavlanarak suda soğutulması sonucu yumuşaması sağlanır
ve istenilen şekil verilince işlem tamamlanır.
Kulp takma ve varsa diğer parçaları sarı kaynağı
ile birleştirilerek son şekli verilir. Kolaylama işlemi
bittikten sonra kullanılmaya hazır hale getirilir.
Bakır kaplarda pişirilen yemeğin lezzetinin diğerlerinden
daha iyi olduğu kabul edilir.
|
|

 |
TRABZON
EL SANATLARI
ÇEŞİTLİ
EL SANATI ÜRÜNLERİ
HEYBE:
İşte, alışverişte, pazarda erzak ve ihtiyaç
maddelerini koymaya veya taşımaya yarar geniş bantlar
arasında ince çizgiler taşıyan bir dokumadır.Ağız
kısımları kendi ipiyle büzülebilirler.
ÖRME SEPET:
İlimizde fındık çubuğu ile yapılan örme sepetler
hemen hemen her ilçede yapılmaktadır. Karadeniz insanı
farklı işlevler için farklı farklı sepet türleri
geliştirmiştir.Genel olarak sırta alma, kola takma ve
yere koyma amaçlarına hizmet ederler. Örneğin, ekmek
selesi, arka sepeti, üç dipli sepet, fındık sepeti,
çay sepeti gibi türleri mevcuttur.
KAZAZLIK:
0,08 mikron inceliğinde gümüş telin ipek üzerine
sarılmasıyla meydana getirilen ipliğin, iğne yardımıyla
kanevice gibi örülerek elde edilen takılardır.
HASIR BİLEZİKLER:
Evlerde genç kızlar tarafından elde örülen hasır
bilezikler altın yada gümüş ince tellerden yapılır.
SÜRMENE BIÇAĞI:
Yaklasık 15-20 cm uzunluğunda sivri yada yuvarlak uçlu,
sap ile kesici bölüm arası süslü bir bıcaktır. Süslemesi
ise kazıma suretiyle yapılmaktadır.
YAYIK:
Trabzon yayla evlerinde hayvansal ürünlerden tereyağ,
ayran gibi ürünleri elde edebilmek için ahşaptan yapılan
alt kısmı geniş üst kısmı dar ve 120-130 cm
boyunda geniş tarafından tutulup, çalkalanılarak
kullanılan bir araçtır.
KEŞAN:
Tahta el tezgahlarında dokunan keşanları yöre kadınları
başlarına, peştemalleri ise bellerine bağlarlar Her
yörenin birbirinden farklı desenlere sahip peştemalleri
vardır. Kök boyalardan yapılan keşan ve peştemaller,
el dokuması çarşaf ve kumaşlar hem günlük yaşamda
hem de dekoratif amaçlı kullanılabilir.
KUŞAK:
Kalın yün iplikten yapılan üçgen biçimde kök
boyalarla farklı desenlere boyanan, genellikle bölgemizde
kadınlarımızın bellerine doladıkları bir giysi türüdür.
ÇORAP:
Boyanmış yada boyanmamış yünden örülürler.
Boyanmamış saf yünler beyaz ve kahverengi doğal
renklerdir. Trabzon el yapımı çorapları, erkek çorapları,
kadın çorapları, çocuk çorapları olarak örülürler.
Çorap süsleri arasında üçgen motifler Trabzon’un
özelliğidir. Ve nazara karşı bir önlem olarak
kullanılır.
TELKARİ:
TAKUNYA
ÜRETİMİ - TAKUNYA
Tel işi anlamına gelen telkarinin kökeni MÖ. 3000’
lerde Mezopotamya’ da 2500’ lerde de Anadolu’da
kullanıldığı eski Yunan ve Roma’ da yaygın olduğu
bilinmektedir. 15. yüzyıldan sonra Doğu ve Güneydoğu
Anadoluda yaygın olduğu ve telkarinin Trabzon’a
yerleşmesinde Dağıstanlı ustaların etkisi olduğu
ustalarca dile getirilmektedir. Trabzon işi telkariler
likör ve kahve takımı, çay tepsisi, takunya gibi örnekler
sayılabilir.
BAKIRCILIK:
Doğu Karadeniz Bölgesi jeolojik açıdan Anadolu’nun
en zengin bakır yataklarına sahip olduğu
bilinmektedir. Bölgedeki bakır yataklarından elde
edilen bakır hammaddesi Trabzon atölyelerinde
Trabzonlu ustaların maharetli ellerinde işlenmektetir.
Trabzon da halen geleneksel olarak bakır, bronz ve
pirinçten mutfak kaplarıyla çeşitli eşya yapımı sürdürülmektedir.
ŞİMŞİR KAŞIK:
Trabzon’da kaşıklar tür ve boyutlarına göre kaşık,
büyük kaşık ve kepçe gibi isimlerle bilinir. Şimşir
ağacı genellikle ilimizde Of ve Yomra yörelerimizde
yetişir. Şimşir kaşık ise Köprübaşı İlçesinde
ünlenmiştir.
|
|
Bazı
kaynaklar, ana iskeletin kurulmasında tellerin
'lehim'le birleştirildiğinden özetmektedirler. Bu bütünüyle
yanlıştır. Çünkü bir gümüş işine lehim değdi
mi, o iş hurdaya atılır. Lehim gümüşü çürütür.Gümüş
tellerin birleştirilmesinde kullanılması gereken yöntem
'kaynak' tır. Mili metrik tellerin kaynak yapılması
çok güçtür. Çünkü ısı biraz fazla kaçırılırsa
telin kendisi erir. Dolayısıyla bu çalışma büyük
titizlik ve sabır ister. Bunun için önce, ayarı
belli bir ölçüde düşürülen gümüş, eğelenerek
küçük tanecikler halinde bir güderi parçası içine
toplanır. Eğelenmiş gümüş bir kaba konur ve içerisine
toz boraks katılır. Suya daldırıldıktan soma amyant
üzerine yerleştirilen ana iskeletin her bir parçası
bu gümüş-boraks karışımı ile kaynak yapılarak
birleştirilir.

İskeletin
yapımından sonra motif yerleştirme işi, aynı şekilde
kaynak yöntemiyle devam eder. Ancak motif yapımı uzun
zaman alır. Bu yapım sırasında da büyük bir
titizlik ve sabır gereklidir.
Telkariden
yapılan işler sayılamayacak kadar çeşitlidirler.
Mesela sigara ağızlıklarından, tütün kutusundan,
fincan zarflarından tutun da çeşitli tepsiler,
kemerler, tepelikler, aynalar hep telkari tekniği ile
yapılmışlardır. Bu sanatın kaynağının
Mezopotamya ve eski Mısır olduğu sanılmaktadır.
Buralardan Uzak Doğuya, başka bir koldan ise
Anadolu'ya ve Anadolu üzerinden de Avrupa'ya yayıldığı
bilinmektedir.
TRABZON'UN
EL SANATLARI
AHŞAP
EL SANATLARI
Yurdumuzda ise en önemli telkari merkezi Mardin'in
Midyat ilçesi olmuştur. Midyat işleri son derece
zarif ve kıymetlidirler.
İlk
akla gelen ev, merek ve serander (tekir) mazu gibi yapıların
dam örtülerinin yapımında kullanılmasıdır. Budaksız
çam ağaçlarının güdüklerinin yarılmasıyla elde
edilen hartama çekme işlemleridir.
YAYIK: Yoğurt veya kaymaktan yağ elde etmek için
silindir şeklindeki ahşaptan yapılan mutfak kabıdır,
iki tarafından ip bağlanıp tavana asılır ve içerisine
konulan mahsul çalkalanır ve üst kısmındaki ağız
boşluğundan dökülerek alınır.
KÜLEK: Silindir şeklinde yapılır ve bir tarafı
açıktır. Sıvı madde koymaya yarar. Seyyar kapağı
bulunur.
GOT: Mısır, buğday, fasulye gibi ürünleri ölçmeye
yarayan silindir şeklinde olup, 6 veya 8 okkalık yapılmaktadır.
SEDİR VE SEKMEN: Düz bir ranzadır. Üzerine
yatak serilerek yatılır veya oturulur. Ahşap tahtadan
çakılarak oturmak için sekmen (oturak) yapılır.
ÇÖTEN: Genellikle çit şeklinde örülmüş mısır
saklamak için yapılmış bir depodur. Dört köşeli
olanları da vardır. Üst kısımları hartama veya
teneke ile örtülür. Alt kısmından mısır almak için
kapağı bulu-nur.
EL DEĞİRMENİ: Yuvarlak iki taşı mevcut olup
alttaki taş sabit üstteki taş çevrilerek çorbalık
öğütülür. Dış kısmına ahşap koruma geçirilir.
|
|